top of page

Bitkisel Detoks: Efsaneler ve Gerçekler



Meyve ve sebze suyuyla hazırlanan arındırıcı karışımlardan bir bardak ya da bardaklarca tüketince bedenin sıfırlanacağı, adeta yeniden doğuşun gerçekleşeceği düşüncesi... Günümüz dünyasında duyduğunda herkesin etkilendiği ve uygulamaktan kaçınmadığı, kilo vermenin yansıra arınma fikrinden doğan bir “detoks” çılgınlığı hüküm sürüyor. Yepyeni bir bedene kavuşmak bu kadar kolaysa biz neden yapmayalım dediğinizi duyar gibiyim. Ne yazık ki çark pek de düşünüldüğü gibi dönmüyor.


“Arınma” ritüelleri, temellerini farklı inançlardan doğan dinlerden alıyor. Günümüzde bu fikrin peşinden gidilerek “detoks” denilen kavram farklı yönleriyle karşımıza çıkıyor. Peki uğruna çabaladığımız bu detoks ve çeşitli içecek karışımlarıyla arınmaya çalışılan toksinler aslında nedir? İnsanların yöneltildiği bu sektörün pazarlanış mekanizması nasıl işliyor? Bol sebzeyle hazırlanan detoks sularının vücudumuza etkileri neler? İşte detoks hakkında bilinen efsaneler

ve gerçekler.


Detoks Nedir? Detoksun İşleyişi ve İnsan Bedeninin Detoks Mekanizması

Gerçek detoks, bilimsel adıyla “detoksifikasyon”, aslında tıbbi olarak bağımlılıklarla ve çeşitli hastalıklarla mücadelede kullanılan bir tedavi yöntemidir. Detoksla vücuttan uzaklaştırılmak istenen bileşikler olan “toksinler” ise canlıların doğal metabolik aktiviteleri sonucu oluşan zehirli bileşikler olarak tanımlanıyor. Bunlar insan vücudunda kan, idrar, saç, ter, anne sütü gibi birçok yerde bulunuyor. Yapılan bir çalışmada yeni doğan bir bebekte bile 200 kadar toksin olduğunun bulunması bu toksinlerin doğduğumuzdan beri bizimle var olduğunu gösteriyor. Yani aslında vücut, normal işleyişinde toksinleri üretiyor.


Metabolizmanın yansıra, organik olmayan yiyeceklerdeki kimyasallar (pestisitler, katkı maddeleri vb. gibi), kişisel bakım ürünleri, sigara ve alkol kullanımı gibi çevresel faktörlerle de toksinler vücuda alınabiliyor. Her ne kadar alternatif sağlık tedavilerinde toksinler hastalık yapıcı maddeler olarak nitelendirilse de toksinlerin vücudumuzda oluşu bize zarar vereceği anlamına gelmiyor. Zaten insan vücudunun, yılın 365 günü hücreleri toksinlerden arındıran doğal “detoksifikasyon” mekanizması var. Bu sistem başlıca karaciğer ve böbreklerin ortak çalışmasının yanında derinin de görev almasıyla işliyor. Sağlıklı bir bireyde düzenli olarak çalışan bu mekanizma ancak bireyin vücuduna büyük zararlar verebilecek alışkanlıklara sahip olduğu durumlarda -alkol, uyuşturucu bağımlılığı gibi- aksayabilir. Vücuda sebze dolu koca bir bardak sıvı almak ise bozulan bu sistemi mucizevi bir şekilde düzeltemez ki böyle bir şeyin mümkün olabileceğine dair bilimsel ve güvenilir bir kanıt da bulunmuyor.



Detoks İçeceklerinin ve Ürünlerinin Piyasası

Piyasadaki “detoks” etiketli ürünler, raflardaki bilimsel dayanağı olmayan kitaplar ve takviyeler kilo vermeyi, iyileşmeyi, daha iyi ve güzel görünmeyi vaat ediyor. Reklamlarda sıklıkla karşılaşılan bu ürünler için yüklü miktarlar ödeniyor. Arındırılacağı söylenen toksinlerin ne olduğunu ve bunların hangi kanıtlara dayandığını kimse söylemiyor ama kullandıkları dil son derece bilimsel göründüğü için tüketicileri kendilerine çekerek yanıltabiliyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmada detoks ürünleri satan firma üreticilerinden ürünleri hakkında bilgi vermeleri istendiğinde bilgi ve ürünlerin içerikleri bakımından yetersiz kaldıkları ve ürünlerini savunmak için herhangi bir bilimsel kanıt sunamadıkları görülmüştür. Avrupa Birliği tarafından, pazarlanan bu ürünlerin detoksifikasyon adıyla vaatlerde bulunması yasaklanmıştır. Ancak sistem öyle acımasız ki, yaptırımlardan kaçmak için yasaklı “detoks” ve “temizlenme” kelimelerini “yenile(n)me” gibi kelimelerle değiştirerek yine kullanıyor ve bu ürünler piyasada kalmaya devam edebiliyor. Kısacası detoks diyetleri, pazarlama sektöründe satışın sağlanması için uydurulan yalandan öte bir şey değil. Bu noktada sorumluluk tüketiciye kalıyor ve bilinçli bir şekilde neyin gerçek neyin sahte bilim olduğunu iyi anlamak gerekiyor.


Detoks Aslında Neler Yapamıyor?

• Efsane 1: Detoks vücudu toksinlerden arındırıyor

İnsan vücudu kendi işleyiş mekanizmasıyla toksinlerinden arınıyor. Dışarıdan bir takviyeyle detoksa ihtiyaç duyan bir bedenimiz yok. Üstelik detoks amacıyla hazırlanan içecek karışımlarının bilimsel bir dayanağı da yok.

• Efsane 2: Detoks sularıyla vücudun pH’ı yeniden dengeleniyor

Vücudun kendi iç dengesi (homeostasisi) var. Herhangi bir organın veya kanın pH’ının tüketilen besinler veya içilen içeceklere değiştirilmesi ya da dengelenmesi imkansız.

• Efsane 3: Cilde iyi geliyor

Yetersiz su almadığınız yani dehidre olmadığınız sürece ciltte inanılmaz yapı bozuklukları olmayacağı için hazırlanan detoks sularıyla mucizevi bir cilt yenilenmesi mümkün değil.


Eğer detoks için hazırlanan bu sebze karışımları, toksinleri vücuttan arındıramıyorsa… Detoks yapan kişiler nasıl kilo verebiliyor?

Evet, toksinlerin kilo alımında rol oynadığı ve bu nedenle toksinlerden arınıldığında kilo kaybının gerçekleşeceği doğru. Çünkü toksinler vücutta yağ hücrelerinde depolanıyor. Fazla toksinlerin vücuttan atılmasıyla yani detoksla bu yağ hücreleri de küçülerek kilo kaybı sağlanabiliyor. Ancak detoksla kilo veriminin asıl sebebi yüksek orandaki kalori kısıtlamaları ki bunlar yaklaşık 400-800 kalorilik diyetlerle uygulanıyor. Detoksla kısa sürede kaybedilen kilo kaybı büyük ölçüde su ve kastan olup kısa sürede yağdan geri alınıyor. Üstelik bu düşük kalorili diyetler kortizol gibi stres hormonlarını arttırırken iştah metabolizmasını etkiliyor ve ekstra kilo alımına sebep oluyor.

Uygulanan detoks programları kas kaybı, ani ve tehlikeli kan şekeri düşüklüğü, elektrolit dengesizliği ve kalp krizine sebep olabiliyor. Detoks olarak yürütülen diyet programının uygulandığı çalışmada katılımcıların süreç boyunca yorgunluk, baş ağrısı, hafıza bulanıklığı, kaygı bozukluğu yaşadıkları gözlenmiştir. Bunun gibi bedensel yan etkilerin, ağır toksinlerin vücuttan atılması sırasında doğal olarak yaşanabileceği söylenebilir. Ancak bilinçsizce tüketilen detoks sularıyla vücut bağışıklığı zayıflar, hastalıklara açık hale gelinir ve hiponatremiyle (sodyum düşüklüğü) birlikte ölümle sonuçlanabilir. Yapılan bir diğer çalışmada popüler bir detoks diyet akımına katılan yaklaşık 60 kişinin kalp yetmezliğinden hayatını kaybettiği öğrenilmiştir. Yine bu detoks programlarıyla sarılık, karaciğer yetmezliği, akut ve kronik böbrek yetmezliği gibi rahatsızlıkları yaşayan kişilerin de olduğu görülmüştür.



İlaç Kullanırken Detoks Yapmak

Detoks içecekleri hazırlanırken genelde kullanılan başlıca ürünler var. En sık karşımıza çıkanlar: limon, lime, greyfurt, çilek, ananas, elma gibi meyveler; salatalık, nane, roka gibi sebzeler; tarçın, zencefil, pul biber gibi baharatlar; sirke, soda, yeşil çay, maden suyu gibi sıvılar ve içeceklere konulan bazı meyve-sebzeler, bitki ve diğer baharat karışımlarıyla kişilerin kullandığı ilaçlar etkileşime girip birçok yan etkiyle sonuçlanabilir.


Örneğin;

• Greyfurt, kullanılan birçok ilacın normal dışı oranda metabolize olmasına ve kalp ritim bozukluklarına neden olabiliyor. Kan sulandırıcı, tiroit ve doğum kontrol haplarıyla birlikte kullanılmaması tavsiye ediliyor.

• E ve K vitamini yönünden zengin yeşil yapraklı sebzelerin fazla miktarda tüketimi kan sulandırıcı ilaçların etkinliğini azaltıyor.

• Karışımlara eklenen bazı baharat ve otların, kalbin çalışma mekanizmasını değiştirici yönde etki ettiği ve kan basıncına etki ederek sistemi düzenleyen ilaçların etkisi azalttığı biliniyor.

• Detoks sularına eklenen yeşil çay ve yüksek oranda kafein içeren diğer besinler de bazı ilaçların etkisini azaltarak toksisiteyi arttırıp; sinirlilik, uykusuzluk, kusma gibi yan etkiler gösterebiliyor.


“Kullandığınız ilaçlarla içeceklerin etkileşimi bilmeden herhangi bir detoksu yapmayın!”

Bu gruptaki kişiler aman dikkat, detoks size göre değil!

• Kan sulandırıcı ilaç kullananlar

• Reaktif hipoglisemi ve şeker hastaları

• Hamileler ve emziren kadınlar

• Kanser hastaları

• Detoks içeriğindeki malzemelere karşı alerjisi olan kişiler

• Normal kiloda olmayan (çok zayıf ya da fazla kilolu/obez kişiler)

• Kronik hastalığı olanlar

• Çocuklar ve ergenler

• Profesyonel sporcular

• Kronik böbrek yetmezliği hastaları



Detoks sularından hiç fayda sağlanamaz mı?

Elbette öyle değil. Fark edilmeden, detoksların bize sağlayabileceği bazı yararlar da mevcut. Detoks suları, sebze ve meyve içeriği yönünden zengin olduğu için bir suya göre daha besleyici ve kolay içimli olabildiği gibi su tüketimini de arttırıcı yönde etki ediyor. Yeterli sebze/meyve tüketme alışkanlığı bulunmayan bireyler için gün içinde alamadıkları miktarı tek bir içecekle almanın motive edici ve kolaylaştırıcı bir yöntem olduğu söylenebilir. Artan su alımıyla

toksinlerin ter ve idrarla uzaklaştırılması kolaylaşır. Susuzlukta görülen baş ağrısı ve yorgunluk azalabilir.


Vücudun doğal detoksuna nasıl katkı sağlayabiliriz?

Hiç şüphesiz sağlıklı olmak, bir düzine bitkinin bir bardağa sığdırılmasıyla sağlanamaz. Sağlıklı yaşam daha bütüncül olarak ele alınması gereken bir konudur. Sürdürülebilir olan sağlıklı alışkanlıklar, ticari olarak satılan detoks diyetlerinin ve içeceklerinin sunduğu hızlı iyileşmelerden daha uzun vadeli yarara sahip. Çılgın detokslar yerine kötü beslenme alışkanlıklarını bırakmak, vücudun temizlenmesine ve doğal detoksifikasyon mekanizmasının çalışmasına yardımcı olacaktır.


İşte bu sisteme katkı sağlayacak birkaç ipucu:

• Yeterli sebze, meyve ve protein aldığınızdan emin olun.

• İşlenmiş ve paketli gıda tüketiminizi azaltın.

• Düzenli egzersiz yapın.

• Yeterli su aldığınızdan emin olun, susuz kalmayın.

• Uyku düzeninizin yeterli ve dengeli olmasına dikkat edin.

• Alkol ve sigara gibi alışkanlıklardan uzak durun ve kafein tüketiminizi azaltın • Tuz tüketimini azaltın.

• Mevsimsel beslenin; sebze ve meyveleri mevsiminde tüketin.

• Antioksidan yönünden zengin ve detoksifikasyonu destekleyen yaban mersini, ahududu, çilek ve böğürtlen gibi meyveleri; turpgilleri ve brokoli, brüksel lahanası ve lahana gibi sebzeleri diyetinize ekleyin.

Stj. Dyt. Beyza Aktepe

Merve Oğuz, MSc, ANutr


bottom of page